ÇİĞDEM YILMAZ/ İSTANBUL- Emine, Fatma, Ayşe, Zeynep, daha onlarca kadının hayatlarına erkeklerin eliyle son verildi. Türkiye’de hâlâ önemli bir sorun olmaya devam eden kadın cinayetleri durmak bilmiyor. Geride bıraktığımız 1 yılda en az 315 kadın maruz kaldığı erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti, 248 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Geçen yıl öldürülen 315 kadının 162’sinin çocuğu vardı, 3’ü hamileydi. 2022’de ise 334 kadın erkekler tarafından katledilirken, 245 kadın ise şüpheli bir şekilde öldürülmüştü. Şüpheli ölüm sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre arttı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu dün düzenlediği basın toplantısında 2023 yılı kadın cinayetlerine ilişkin verileri paylaştı. Raporun detayları ise şöyle::
Evlerinde öldürüldü
Kadınlar yine en çok evlerinde öldürüldü. Katledilen kadınların yüzde 65’i evinde, yüzde 18’i sokakta, yüzde 3 iş yerinde, yüzde 3’ü arabada, yüzde 3’ü ıssız bir alanda, yüzde 3’ünün öldürüldüğü yer tespit edilmedi, yüzde 2’si otelde, yüzde 2’si kumsal alanda, yüzde 1’i diğer, yüzde 1’i arazide öldürüldü.
Kadınların en fazla ateşli silahla öldürüldüğü görüldü. Bu da bireysel silahlanma tehlikesini bir kez daha gözler önüne serdi. Katledilen kadınların yüzde 55’i ateşli silahla, yüzde 31’i kesici aletle, yüzde 6’sı boğularak, yüzde 4’nün darp ile, yüzde 1’i yakılarak, yüzde 1’nin yüksekten düşme, yüzde 1’i diğer yüzde 1’nin ise nasıl öldüğü tespit edilmedi.
Bahaneler bitmiyor
Raporda, kadınların hangi bahanelerle öldürüldüğüne de yer verildi. Kadınların yüzde 58’nin neden öldürüldüğü tespit edilmezken, yüzde 29’nun hayatına dair karar verdiği için öldürüldüğü, yüzde 7’sinin diğer, yüzde 5’nin ekonomik, yüzde 1’nin de nefret nedeniyle öldürüldüğü tespit edildi.
Erkekler durmadı
Geçen yıl da kadınların büyük bir çoğunluğunu evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Katledilen kadınların yüzde 41’i evli olduğu erkek tarafından, yüzde 14’ü birlikte olduğu erkek, yüzde 11 tanıdığı erkek, yüzde 9’u boşandığı erkek, yüzde 6’sı oğlu, yüzde 6’sı akrabası, yüzde 5’i eskiden birlikte olduğu erkek tarafından, yüzde 3’ü babası, yüzde 3’ü ise kardeşi tarafından, yüzde 3’nün de kim tarafından öldürüldüğü tespit edilmedi.
28 kadının koruma kararı vardı
2023’te işlenen cinayetlerde faillerin yüzde 10’nun adli sicil kaydının olduğu görüldü. Katledilen 28 kadının koruma kararlarına rağmen öldürüldü. İşlenen 315 cinayetin 62’sinde kadınlar yakınlarıyla birlikte hedef alındı. Bunların 41’inde kadınlarla birlikte yakınları da öldürülürken, 21 olayda da yakınları yaralandı. Paylaşılan verilere göre, bu yıl öldürülen 315 kadının 162’sinin çocuğu vardı, 3’ü hamileydi. 134 kadının ise çocuk sahibi olup olmadığı tespit edilemedi.
Beş yılda 1897 cinayet
Son 5 yılda toplam 1897 kadın erkek şiddeti sonucu öldürüldü. 1181 kadının ölümü ise şüpheli bulundu.
* 2018: 308 kadın öldürüldü, 131 şüpheli ölüm.
* 2019: 360 kadın öldürüldü, 170 şüpheli ölüm.
* 2020: 300 kadın öldürüldü, 170 şüpheli ölüm.
* 2021: 280 kadın öldürüldü, 217 şüpheli ölüm.
* 2022: 334 kadın öldürüldü, 245 şüpheli ölüm.
* 2023: 315 kadın öldürüldü, 248 şüpheli ölüm.
Kadın cinayetlerinde ‘şüpheli ölüm’ sayısı neden arttı?
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, şüpheli kadın ölümlerindeki artışa dikkat çekerek şunları söyledi:
“Şüpheli kadın ölümlerin her geçen gün artıyor olmasının temel sebebi kadın cinayetlerinin durulmaması. Yıllardır kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerinin verisini topluyoruz. 2019’dan bu yana her geçen yıl şüpheli kadın ölümlerinin sayısı kadın cinayetlerine yaklaşıyor. 2023 yılında 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu yıl gerçekleşen şüpheli ölümlerin yüzde 19’u yüksekten düşme şeklinde gerçekleşti. Kadın cinayetlerini artık meşrulaştıramayacağının farkında olan failler, kadın cinayetlerinin üstünü kapatmaya çalışıyor. Yetkililerin görevlerini yerine getirmediğinin farkında olan failler, kadın cinayetlerini şüpheli hale getirmeye başvuruyor. 2023 yılında bu kadar fazla olmasının sebep olağana üstü durumlarda şüpheli ölümlerin artması, bu yıl da deprem gerçeği vardı. Bu dönemlerde kadına yönelik şiddetin daha fazla gizlendiği gerçekliği var.”