Kadın Voleybol Milli Takımımızda Melisa Vargas’ın doğal rengi dışında bir tane esmer tenli, bronzlaşmış voleybolcu gördünüz mü? Ben söyleyeyim, göremezsiniz…
Onlar; güneşi göremeyenler…
Onlar; entrenmanlar, turnuvalar, maçlar, derken gün ışığına hasret kalanlar…
Onlar; yaşanmamış yaşamların kahramanları…
Kimi evli, eşi çocukları var, kiminin sevgilisi, arkadaşı, çoğunun anası – babası, kardeşleri, akrabaları var… Göremiyorlar, görmeye fırsat bulamıyorlar, özel yaşamlarından nasiplerini alamıyorlar…
Bu kızlar bir – iki maçta elenip gitseler, yeterli zamanı bulacaklar, hatta yan gelip yatacaklar…
Ama öyle yapmıyorlar, öyle iddialılar ki, bu ülke uğruna, Ay Yıldızlı forma uğruna, kendi hobilerini, kenti tutkularını bir kenara bırakıyorlar, bu ülke için, bu ülkenin Ay – Yıldızı için savaşıyorlar…
Avrupa şampiyonaları, Dünya Şampiyonaları, Milletler Kupaları, Olimpiyatlar… Her iddialı turnuvada, her ulaşılmaz şampiyonada sonuna kadar varlar… Hatta çoğunda şampiyonlar…
Üstelik yaptıkları sadece milli takımla sınırlı değil… Sezon boyu Fenerbahçe, Galatasaray, Vakıfbank, Eczacıbaşı, THY forması ile Avrupa şampiyonalarında final oynuyorlar, şampiyon oluyorlar, yarı finalde, çeyrek finalde mücadele ediyorlar…
“Önce ülke, önce Ay – Yıldız” diyorlar…
Yaşamıyorlar, yaşatıyorlar…
Milli futbol takımının Dünya üçüncülüğünü biliyoruz, basketbolcuların avrupa şampiyonluğunu biliyoruz. Gerisi var mı, hayır yok…
Voleybolcu kızlar her yerde, her şampiyonada, her turnuvada, her iddialı yarışta çok uzun yıllardır varlar… Öyle saman alevi gibi değil… İstikrarı , başarıyı sürdürerek, saygıyı hakederek…
Dünyanın bir numaralı takımı böyle olunuyor… Olimpiyatlarda madalya alsa da alamasa da…
Sanırım İsviçre milli takımının hocasıydı… Türkiye maçı öncesi voleybolcularına söyledikleri, aradan yıllar geçmesine rağmen halen aklımdan çıkmıyor:
“Bugün Dünyanın en iyi takımı ile oynuyorsunuz… Bu maçtan dersler alın ve keyfini çıkartın…”
Böyle gurur duyulacak bir takıma sahibiz…
Neyse ki bu ülkede böyle bir takımın önemini ve değerini çok iyi bilen, gönülden destekleyen on milyonlar var…
Bakmayın kızlara küfür kafir eden; kalbi kötü, vicdanı kötü, niyeti kötü insanların varlığına… Onlar sadece bir avuçlar ve kızlarımıza gönül veren on milyonların sevgisiyle , desteğiyle silinip yok oluyorlar…
Çok sevimli bir ifade değil ama, hayatın gerçeğini anlatması açısından önemli:
“Öldükten sonra yaşamak istiyorsan, yaşarken ölümsüz bir eser bırakacaksın” diye…
Bu kızlar tarih yazdılar… Ölümsüz bir eser bıraktılar… İsteseniz de silemezsiniz…
İnsan unutsa, tarih unutmaz …
Bu ülkenin “Altın Kızlarına” selam olsun …